28 Mart 2006 (1 ABR 58/04) tarihli kararıyla Birinci Senato, “Hıristiyan Metalurji Birliği”nin (CGM) toplu pazarlığa uygun bir birlik olduğuna karar verdi. Senato’nun yerleşik içtihadına göre, bir çalışan derneğinin toplu pazarlığa hak kazanabilmesi için belirli asgari gereksinimleri karşılaması gerekiyor. Çalışan sıfatıyla üyelerinin çıkarlarını temsil etmeyi kendisine yasal bir görev olarak belirlemiş olmalı ve toplu sözleşmeler imzalamaya istekli olmalıdır. Serbestçe oluşturulmalı, rakiplerden arınmış, bağımsız ve şirketler arası temelde örgütlenmeli ve yürürlükteki toplu iş sözleşmesi yasasını bağlayıcı olarak kabul etmelidir. Ayrıca, çalışan derneğinin toplu sözleşme ortağı olarak rolünü anlamlı bir şekilde yerine getirebilmesi bir önkoşuldur. Bu nedenle, sosyal muhatabı tarafından tanınmasını ve ciddiye alınmasını sağlayacak bir iddialılığa sahip olmalıdır. Toplu pazarlık olanağına ilişkin bu hukuki gereklilikler, bir çalışan derneğinin faaliyet özgürlüğüne müdahale etmektedir. Ancak müdahale işlevsel toplu pazarlık özerkliği açısından haklıdır. Bu, toplu eylem yoluyla toplu sözleşmeler imzalarken bireysel çalışanların yapısal yetersizliklerini telafi etmek ve böylece ücretler ve çalışma koşullarının yaklaşık olarak eşit önemde müzakere edilmesini sağlamak için tasarlanmıştır. Toplu pazarlık özerkliği bu nedenle anayasal olarak yalnızca devletin hukuk sisteminin toplu sözleşmeler yoluyla serbest bıraktığı çalışma hayatı alanını anlamlı bir şekilde şekillendirebilecek konumda olan koalisyonlar için geçerlidir. Bu da organizasyonda birlik ve toplumsal rakibe karşı iddialı olmayı gerektirir. Bir çalışan derneğinin önemli ölçüde toplu sözleşme imzalamış olması, düzenli olarak onun iddialılığını gösterir. Bu, hem orijinal toplu sözleşmelerin imzalanması hem de müteakip toplu sözleşmelerin imzalanması için geçerlidir. Birinci Senato ayrıca, bir işçi derneğinin iddia ettiği sorumluluk alanına ilişkin toplu pazarlık kapasitesinin ancak bir bütün olarak belirlenebileceğine ya da hiç belirlenemeyeceğine karar verdi. Kısmi tarife uygunluğu bulunmamaktadır. Bir çalışan derneğinin toplu pazarlık yeteneği, kendi gücüne bağlı olarak bölgeye, mesleğe veya sektöre göre farklı şekilde değerlendirilecek olsaydı, toplu pazarlık özerkliğinin işlevselliğini ciddi şekilde tehlikeye atacak hukuki belirsizlik ortaya çıkacaktı. Her toplu sözleşmede, bunu imzalayan çalışan birliğinin ilgili coğrafi veya mesleki alanda kendini gösterme gücüne ve dolayısıyla (kısmi) toplu pazarlık yeteneğine sahip olup olmadığı sorusu ortaya çıkacaktır.