Miras hukuku, kişinin ölümünden sonra mal varlığına (vasiyetçinin) kimin sahip olması gerektiğini düzenleyen tüm yasal hükümleri içerir.
Almanya’da miras hukuku Anayasa’nın 14. maddesiyle anayasal olarak açıkça güvence altına alınmıştır. Miras hukuku öncelikle Medeni Kanunun beşinci kitabı olan §§ 1922-2385 BGB’de kanunla düzenlenmiştir.
Bir kişi öldüğünde mal varlığının ne olacağı, mal varlığının kime geçmesi gerektiği sorusu ortaya çıkar. Bunu düzenlemek için örneğin miras hukuku kapsamında bir vasiyetname düzenleyebilirsiniz. Bu, miras hukuku kapsamında geçerli olabilmesi için her zaman el yazısıyla yazılması ve elle imzalanması gerektiği gibi belirli resmi gerekliliklere tabidir. Ancak miras hukukunda kişinin ölümden sonra mal varlığının veya malvarlığının bir kısmının devrini belirlemeye yönelik başka seçenekler de vardır; örneğin miras sözleşmesi veya miras.
Vasiyetname veya miras sözleşmesi düzenlenmemişse, miras hukukunda yasal miras söz konusudur, yani Medeni Kanunun 1924 ve devamı maddelerinde kanuna göre yasal mirasçı olarak adlandırılanlar miras alır. Miras hukukunda esas itibarıyla akrabalık derecesine dayalı özel bir hiyerarşi/sıralama bulunmaktadır. Örneğin, ölüm anında vasiyetçinin kendi çocukları (torunları) mevcutsa, genellikle miras hukukuna göre eşit miras alırlar. Eş ayrıca Alman Medeni Kanunu’nun (BGB) 1931. Maddesi uyarınca yasal olarak standartlaştırılmış bir miras hakkına sahiptir.